27 Ekim 2013 Pazar

Yollu Medeniyet

Hükümetin, medeniyet anlayışı ve halka medeniyet getirmesi genelde çok ses getiriyor. En son örneğini, kurban bayramında dana yerine ağaç kesen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı'nda gördük. Medeniyetin, sadece yüzlerce kamyon ve iş makinasının polis eşliğinde talan yaparcasına yol yapmaktan geçtiğini anlıyor başkan.

Yazıda bahsedeceğim yol, Ankara'da Anadolu Bulvarı'nın devamı olarak ODTÜ - Şap Enstitüsü arasından geçerek Konya Yolu'na çıkacak yol. Şunu söyleyelim: o yol oradan geçecek. 20 yıl önce planlanmış, ODTÜ ve Büyükşehir Belediyesi anlaşmış, çevreye en duyarlı ve en az hasar verecek yöntem seçilmiş ve planlama yapılmış. Burada bir sıkıntı yok. Ama, anlaşılan plan üzerine eklemeler yaparak listeye çıkarılan ve henüz itiraz süresi ve mahkeme kararı gelmeden yol inşaatı başlarsa; gecekondu yıkar gibi tel örgüler yıkılırsa, taşınması gereken ağaçlar parçalanırsa ve en kötüsü, bu yapılanlardan evsahibi haberdar edilmezse, işte orada medeniyetten bahsedilemez. Bu konu ile ilgili rektörlük açıklamasını mutlaka okuyun.

Medeniyetten en çok nasibini alan yol..

Bu duruma insanlar itiraz edince, vay efendim medeniyete karşıymışız da yol yapılmasını istemiyormuşuz. Sevgili AK arkadaşlar, demagoji yaparak haklıyı haksız duruma düşürmeyi siz iyi bilirsiniz, ama biz bunları yemeyiz. Yol medeniyet değildir, Roma döneminde olsaydı belki ama 21. yüzyılda medeniyeti bu basitliğe indiremezsiniz. Medeniyet, çoktan bitirilmesi gerekirken yirmi yıldır bitirlemeyen metrodur. Medeniyet, trafik terörü yapmak yerine insanların güvenli ulaşımını sağlaması gereken toplu taşıma hizmetidir. Medeniyet, en büyük rantın sağlandığı yerlerde yolların çukur içinde olmamasıdır. Medeniyet, insanlar bir şeye karşı çıkıyorsa onları döverek ateşe atmak değil, dinlemektir.

Bizde medeniyet.
Yarın öbür gün, İstanbul'da Marmaray açılacak. II. Abdülhamit döneminden beri düşünülen proje en sonunda hayata geçiyor. Yapanları tebrik etmek lazım, olması gereken bir projeydi. Tabi, umarım bu proje için gereken para, İstanbul'daki deprem hazırlıkları için gereken paradan harcanmamıştır. Olası bir depremde -inşallah zarar çok az olur- insanlar evsiz kaldıkları zaman Marmaray tünellerinde yatmayacaklar. İşte medeniyet, Marmaray projesini hayata geçirirken insanları depremde perişan etmemektir.

Ha unutmuşum, pardon. Siz medeniyeti de bizden öğrenecek değilsiniz.

6 Ekim 2013 Pazar

Kutu Kutu Demokrasi

Başlığa aldanmayın, başbakanın büyük beklentilerle açıklayıp en sonunda dağın fare doğurduğu demokrasi paketinden bahsetmeyeceğim. Zaten ne olacağı belliydi, paketten hemen sonra benzin zammı artık alıştığımız olaylar.

Asıl olay, demokrasi paketinden sonra çıkan polis paketi. Habere göre, hükümet polisin yetkilerini artırmak için çalışma yapıyormuş. Neymiş, polisin şüpheli gördüğü herhangi biri, hakim veya savcı talebi olmadan gözaltına alınabilecekmiş. Yani, polis sizi yolda gördüğünde tipinizi beğenmezse, yanınızdaki kız arkadaşınıza laf attığında terslendiğinizde polis sizi gözaltına sorgusuz sualsiz alabilecek. Bu gözaltı süresi, 24 saate kadar uzatılabildiği için, o süre içinde hakim veya savcı kararının da alınması ve bu gözaltı süresinin daha da uzaması da pakete dahil. 

Tipini Beğenmedim - Temsili Resim

Paketin çıkış amacının muhtemel terör saldırılarını engellemek olduğu yazılıyor, fakat asıl amacının Gezi olayları sonrası ortaya çıkan halk muhalefetini sindirmek olduğunu anlamak zor değil. Futbol maçları öncesinde ve tribünlerde bu sindirme işlemi çoktandır başlamıştı. Hoş, çantada deniz gözlüğü bulundurmanın suç sayıldığı bir ülkede yaşıyoruz, daha ne bekliyoruz ki?

Halkından korkan iktidarlar her zaman şiddete, polis kuvvetlerine bel bağlamıştır. Diktatörler ya da henüz diktatör olamamış "demokratik" liderler, sürekli polis yetkilerini yükseltmiş ve halk muhalefetini sindirmeye çalışmıştır. 

Neyse ki, bizim başbakanımız, ki kendisi açıkladı, bir diktatör değil.

Henüz..