2 Mayıs 2012 Çarşamba

Sana göre süt, bana göre fındık!

Ekşisözlük'te 80'lerin sonunda 90'ların başında çocuk olmak başlığını okuyup da "aa bu beni anlatıyor" diyenlerdenseniz, o dönem okullarda dağıtılan fındıkları çok iyi hatırlarsınız. Hani şu meşhur Çernobil faciasının ardından, Karadeniz Bölgesi'nde artan radyasyondan dolayı dünyaya satamadığımuz ve iç piyasaya verilen, muhtemelen yüksek dozda radyasyon içeren fındıklar. Hatırlarsınız, karton kutular içinde küçük poşetlerle gelirdi ve biz de biraz hayvan gibi yerdik. O dönemde "güvenli" olduğu söyleniyordu o fındıkların, zaten çocuk aklımızla çok fazla detaylı düşünemiyorduk. Büyüklerimiz de, radyasyonlu çayı güvenli diye kameraların önünde içen bakandan, merhum Cahit Aral'dan etkilenerek aslında Türkiye'ye radyasyon gelmediğini, hatta Türk'e bir şey olmayacağını falan düşünüyordu. Yani, çocuklarını uyaramıyorlardı. Uyarsalar ne olacaktı ki sanki, orada bütün sınıf fındık yerken canı çeken çocuğuna pazardan fındık alsa o da radyasyonlu olacaktı!

Bugünkü gündemi allak bullak eden "Okul Sütü" skandalı bana bu fındık rezaletini hatırlattı. Bakıldığı zaman güzel görünen, ama aslında o kadar da masum olmayan bir proje bu. Masum olmamasının bir çok sebebi var. Birincisi, dağıtılacak sütün depolanması, taşınması, paketlenmesi gibi sorunları düzgünce halletmeden, denetimleri düzgün yapmadan, bozulması ve zehirlemesi çok kolay olan sütü, zehirlenmesi çok kolay olan çocuklara dağıtmak gerçekten cahilce. Bu projenin bugün başlayacağını bu sabah radyodan duydum, "kesin birşey olacak, Allah vere de olmasa" derken öğlen zehirlenme haberlerini aldım. Televizyonda izlediğim haberlerde Diyarbakır'daki zehirlenme vakasında sütlerin Cuma gününden depolara geldiği ve dağıtıldığı bu Çarşamba gününe kadar orada bekletildiğini söylüyorlardı. Şu haberde de sütlerin son kullanma tarihinin 2005 olduğundan bahsediliyordu! Bunun 200512 -- 20/05/12 'nin yanlış okunması olduğunu ümit ediyorum. Yani, kısacası, işin içinde bir beceriksizlik var, ve bunun bedelini çocuklar çekiyor.



Diğer mevzu da, sütün kendisi. Bildiğiniz gibi, dağıtılan süt, inek sütü. Her gördüğümüzde çocukluk ile ilişkilendirdiğimiz, büyümemize yardımcı olduğunu düşüdüğümüz, çok besleyici olduğunu düşündüğümüz inek sütü. İneklerin, kendi yavrularını doğduktan sonra beslemek için vücutlarında ürettikleri beyaz sıvı. İnsan vücudu için uygun olmadığı bir çok kişi tarafından artık daha çok dile getirilmeye başlandı. Özellikle, kadınlardaki kemik erimesine karşı süt içmenin faydadan çok zararı olduğundan bahsediliyor. Çoğumuzun süt içtiğinde karnının ağrımasına sebep olan laktoz intoleransını zaten çoğumuz yakından biliyoruz. Ki bu söylediklerim sadece yetişkinler için değil, çocuklar için de geçerli olabilir. Bu sitede yazanların ne kadar doğru olduğunu bilmiyorum, fakat inek sütü için yazanlar pek de iyi değil. Açıkçası o sütlerin nereden nasıl toplandığı, hangi koşullarda paketlendiği, üretilirken kullanılan ilaçları, fiyatı düşürmek için kullanılan yöntemleri araştırmak ve yazmak istemiyorum.

Yakında bakanın televizyona çıkıp canlı yayında süt içmesini bekliyorum. O zaman güvenebilirim.