20 Temmuz 2012 Cuma

Sağlıklı Dişler, Bunak Gülüşler!

"Florit, özellikle diş macunundaki, diş sağlığını korumada çok önemli" 

diye yazmış 2001'de yapılan bir çalışma. Tabi bununla kalmamış, devamını getirmiş:

"fazla Florit'in bir çok insanın diş sağlığına fazla da bir etkisi olduğu belirlenmedi." [1]

Diş macunu reklamlarında, pazarladıkları ürünün içinde, diş çürüklerini önlemek için Florit olduğunu, bu sayede dişlerimizin çok sağlıklı olacağını, çürüklerden koruyacağını söylerler. Açıkçası, bunca yıldır dişlerimi Floritli diş macunlarıyla fırçalamama rağmen diş çürüklerinden kurtulamadım. Belki benim meselem o, ayrı bir konu. Asıl olay, Floritin kendisi.

Diş macunları içine koyulan Florit, genelde Sodyum Florit bileşiği olarak eklenir.

Sodyum Florit, diş macunlarındaki kullanımından önce, yoğunlukla fare zehiri türevleri içinde kullanılmaktaydı. Batı'daki sanayileşme süreci ve dünya savaşları sırasındaki bilimsel ve endüstriyel gelişmeler sonucunda da zehirli atık olarak bol miktarda üretildi. Zehirli olması ve metal aşındırıcılığı olması sebebiyle bu atıkların depolanması ciddi çevre sorunlarına yol açtı.

Çevre sorunları çok ağır olmasına rağmen bu yazının konusu değil. Bu yazıda, Florit'in insan sağlığı üzerinde ne gibi zararları olduğunu aktaracağım. Doktor değilim, medikal bir eğitimim yok, o yüzden bu yazının bilimsel bir tarafı yok. Ama, araştırma yaparken bilimsel kaynakları bulmaya çalıştım ve çoğunlukla kaynak vererek yazcağım.

Florit konusunda duyduğum ilk iddia, düşünce kontrolü yöntemi olarak kullanılmasıydı. Açıkçası, bu iddiadan yola çıkarak araştırma yaptım. İnternette bir çok yerde (forumlar, sözlükler, bloglar), Florit'in özellikle İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi'ler tarafından kullanıldığı yönünde. O dönemde, özellikle kimyasal silah araştırmaları için bolca kullanılan Flor bileşiklerinden Sodyum Florür, insanlara belli bir dozda verildiğinde bu insanların daha itaatkar oldukları gözlenmiş. Özellikle toplama kamplarında bolca kullanıldığı rivayet ediliyor. Bu Florit araştırmalarının "sinir gazı" araştırmalarından yöneldiğini de belirteyim.

Süleyman Demirel Üniversitesi profesörlerinden Tamer Mungan'ın araştırmasına göre, vücuttaki Flor miktarının artması, kadınlardaki üreme organlarına hasar veriyor. Fareler üzerinde yapılan deneylerde, Flor bileşikleri verilen farelerde, döllenmiş yumurtanın rahime bağlanma oranında ciddi oranda azalma olduğu gözlemlenmiş. Aynı şekilde, insanlar üzerindeki istatistik araştırmalarına göre de yüksek Flor alan insanlarda doğurganlık oranının azaldığı saptanmış. [2] Doğurganlık oranının azalması bana bu blogdaki ilk yazımdaki nüfus azaltma senaryosunu hatırlattı.

Kanadalı doktor Richard Foulkes, 1995 yılında, Kaliforniya Çevre Güvenliği ve Zehirli Maddeler Komitesi'ne yaptığı sunumda [3], "gerçeklerin saklandığını", "bilimsel araştırmaların taraflı gösterildiğini" ve bazı bilimsel araştırma sonuçlarının bilerek "atlandığını" anlatmış. Kendi araştırmalarına göre, Amerika'da 1945'den beri içme sularına karıştırılan Florit, amacı olan diş çürüklerini azaltmanın aksine, bazı bölgelerde dişlerdeki Flor zehirlenmesi vakalarını artırmış. Gelişmiş ülkelerdeki diş çürüklerindeki azalmaların Floritle (Floritli su, diş macunu) alakalı olmadığını aktarmış. Floritin üreme sağlığına etkisini Tamer Mungan gibi Dr. Foulkes de belirtmiş, bunlara ek olarak da zihinsel rahatsızlıkların oluştuğuna dikkat çekmiş. Down sendromu gibi zihinsel rahatsızlıklar ile ortalama IQ seviyelerindeki düşüşün, yüksek Flor kullanımı ile doğrudan ilişkisi olduğunu da göstermiş.

Florit, normalde kandan beyine doğrudan geçemez, çünkü kan-beyin bariyerini aşamaz. Fakat, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencilerinin çalışmaları [4] gösteriyor ki, bu bariyerden yoksun olan epifiz bezi, bu mineralin hedefleri arasında. Epifiz bezi, melatonin hormonunun salgılanmasından sorumludur. Melatonin hormonu da, vücutta stresi azaltan, antioksidan etkileri sebebiyle serbest radikallerin yayılmasını engelleyen ve bu sayede vücudu bir nebze kanser gibi hastalıktan koruyan, mucizevi bir hormondur. Cerrahpaşa öğrencilerinin çalışması da (henüz kanıtlanmış ve kabul edilmiş olmasa da), floritin epifiz bezinde biriktiğini ve bu birikme sonucunda epifiz bezinin çalışmasını engellediğini gösteriyor. Epifiz bezinin azalan çalışması da yaşlandığımızda en çok korktuğumuz hastalığın oluşumuna sebep olabiliyor: alzheimer.

Bu kadar bilimsel çalışma, Floritin zararlı bir mineral olduğunu gösteriyor, hatta gözümüze sokuyor. Fakat, yanlı bilimsel yayınlar, büyük firmaların kar etme hırsları ve de belki de yukarıda bahsettiğim "mind control" istekleri yüzünden, televizyonlarda bu zehri iyi bir şeymiş gibi görebiliyoruz. Dünya çapında da anti-florit hareketleri sürekli kara-propaganda yöntemleri ile kötü ve sapkın gösteriliyor.

Unutmayın ki, zamanında "süper bir olay" olarak nitelendirilen ve sağlığa zararlı olmadığı belirtilen kurşunlu benzindeki kurşun, atmosferden çocukların solunum sistemlerine girerek onlarda kalıcı hasarlar bıraktı (şimdilerdeki yüksek kanser oranlar), florit de çocukların vücudunda birikiyor. Diş macunlarının üzerindeki "çocuklara az miktarda verin" uyarısını dikkate alın, mümkün olduğunca floritsiz diş macunu kullanın. Ha, floritsiz diş macunlarını kolay bulamazsınız, o alıştığınız markalara pek bakmayın. Genelde eczanede satılan diş macunu olarak gördüğünüz markaların bazı modelleri içinde florit bulunmaz, üşenmeyin ve içindekilere bakın.

Akıllı olun, bunamayın.


Kaynaklar:

[1] http://en.wikipedia.org/wiki/Water_fluoridation_controversy#cite_ref-Sheiham_34-0
[2] http://scholar.googleusercontent.com/scholar?q=cache:vcc9PwB2EDUJ:scholar.google.com/+tamer+mungan+fluor&hl=tr&as_sdt=0  "Reprodüktif Etkiler"
[3] http://www.sonic.net/kryptox/politics/lead20s.htm
[4] http://cobid.wordpress.com/2009/11/16/florid%E2%80%99in-melatonin-seviyeleri-ve-alzheimer-benzeri-norodejeneratif-hasarla-iliskisi-uzerine-bir-hipotez/